Herkese Merhaba!

Bir önceki postumda Barcelona 1. bölümle sizlerdeydim.

Şimdi geldi en beğendiğim mekanlardan biri olan Gaudinin ünlü eseri Parc Güell’i gezmeye… Mekana giriş ücretsiz…

Barcelona stadı sonrası metroyla parc güell’e gidiyoruz. Ana kapıdan girmiyor ve sokak aralarını tercih ederek tepeye yakın olan taraftan giriş yapıyoruz.

Mekana girişte, yurtdışında bazı noktalarda gördüğüm kilitle adak olayı burada da vardı. İnanca göre çiftler buraya gelip kilitle aşklarını güçlendiriyor ve sonsuz aşk diliyorlar 🙂

Tepeye çıktığımızda kendimi Çamlıca tepesinde sanmadım desem yalan olur 🙂 Aynı bizim çamlıca tepesini andırıyor, hem şehir hem de deniz manzarası görmeye değerdi.

Tam tepe noktada haç işareti bulunan yahudi tepesi bulunmakta, Fotoğraf çekip manzara seyretmek için en yüksek nokta burası.

Burası parc güell girişi, yapılar ve mimarisi göz kamaştırıcı…

Tavan işlemeleri gözden kaçmıyor…

  Birkaç saatimizi harcadığımız ve çok yorulduğumuz parktan artık çıkıyor ve en yakın metroya gidiyoruz.

Merkeze ulaşınca artık benim pilim bitiyor, malum artık yaşlandım :p bir starbucks cafede dinlenmeye çekilirken, eşim ve kızlar yakındaki bir katedrali dolaşıp geliyorlar.

Heryerde sokak gösteri sanatları görmek mümkün, ben bu dev balonları pek severim, eşim dönüşte rastlamış ve benim için fotoğraflamış 🙂

Bu binada tasarımı hoşuma gidenlerden biri, yan cepheye komple pano çivisi yada toplu iğne takmışlar gibi 🙂 Hemen yanındaki hediyelik eşya dükkanı da görülmeye değerdi…

Tüm günün yorgunluğunu gezerken keşfettiğimiz Ginos isimli restaurantta çıkarıyoruz. Ve gecenin geç saatlerinde metroya binerek otelin yolunu tutuyoruz.

Bir sonraki postta sizleri Barcelona Halk Pazarına götüreceğim. Renkli kareler sizi bekliyor. Ama gerçekten çok renkli 🙂

Ardından da bir flamenko gösterisi olacak ki ekleyebilirsem sizlerle video halinde de paylaşmayı düşünüyorum çünkü ben çok beğendim, eminim sizlerde çok seveceksiniz.

Görüşmek üzere…