Herkese Merhaba,

Planlamış olduğumuz Prag Viyana Budapeşte gezimizi geçtiğimiz hafta eşimle gerçekleştirmek kısmet oldu, ilk defa turla yurtdışına çıkıyorduk ve neyle karşılaşacağımızı bilmediğimiz için yiğit’i yanımıza almadık. Tur programına göre hareket Atatürk havalimanından olacaktı ve yiğitle anneannesini baş başa bıraktık. Ama ayrılmak hiç te sandığım kadar kolay olmadı. Yiğit onu bırakıp gittiğimizi anladı, her şeyi anlatsam da uyku vaktininde gelmiş olması da huysuzlanması için yeterliydi sıkı sıkı boynumuza sarıldı ayrılmak istemedi haliyle ve ağlamaya başladı, ben kendimi tutsam da ayrılır ayrılmaz yolda bende muslukları açtım artık dayanamadım, hem içimde onu bırakıp gitmenin burukluğu ve suçluluğu hem de bu tura çok gitmek istememin dayanılmaz heyecanı vardı. Yolda giderken kendi kendime bu ilk ve son olsun, bir dahaki sefere birlikte gidiyoruz düşünceleriyle yola devam ettim.

Türkiye’den çıkarken havaalanında ve pasaport kontrollerinde çok şükür bir sorun yaşamadım. 1 hafta öncede vizeyi Yunanistan’da denemiş olmanın rahatlığı, hem de ya sorun olursa diye gidip gelmemiz iyi oldu. Tur rehberimizle buluşup gerekli kontrollerden sonra uçağımıza bindik.

Atlas Jet ile 2,5 saatlik bir uçak yolculuğundan sonra Prag havaalanına varınca buradaki pasaport kontrollerine gelmişti sıra, daha pasaport kontrollerinde ülkenin ne kadar düzenli ve sistemli çalıştığı belli oluyordu. Güvenlik bankolarında tek tek kontrol ediliyor ve kapalı kapıyı görevli açmadan diğer tarafa geçemiyorsunuz, sıramızı bekledikten sonra sıra bana geldi ve bir süre görevli pasaportumu evirdi çevirdi inceledi ve sonunda onayı verip kapıyı açtı, artık çek cumhuriyetine giriş yapmıştık.

Valizlerimizi aldıktan kısa bir süre sonra yarım saatlik otel transferimiz ets tur otobüsleriyle gerçekleşti. Pragta kaldığımız otelin ismi Top Hotel, sözde 4.yıldızlı otel ama pek 4.yıldızlık bir şey göremedik açıkçası. Neredeyse bu otel turların uğrak noktası, sürekli anlaşmalı yada serbest gezenler hınca hınç otele giriş yapmaya çalışıyor, daha önceden o otelde kalacağımız belli olduğu halde 1 saate yakın odalarımızın verilmesi için bekledik. Bu bekleyiş sıkıcıydı çünkü zaten kaç saatlik yoldan geliyorduk ve herkesin dinlenmeye ihtiyacı vardı, böylesine öncesine planlanmış tatilinde odaları hazır olmalıydı.

Eşim yine orada da yardımseverliği gösterdi ve işe el attı, resmen tur rehberine asistan oldu, birlikte odaları belirleyip paylaşım yaptılar eşim girmeseydi bu işe belki daha da geç organize olup odalarımıza yerleşecektik 🙂

Top Hotel odasından bir görüntü…

Ayrıca otel odasında wireless ücreti 10€, sadece lobide ücretsiz kullanılabiliyor.

Prag şehrinde olsun, odalarda ve otel genelinde olsun kamera olmadığı için hırsızlık çok yaşanıyormuş ve profesyonel turist kılığında hırsızlar varmış, çok şükür biz sorun yaşamadık ama gitmek isteyenlerin aklında olsun. Bir eşyanız kaybolursa kimse bir sorumluluk almıyor kayıp eşyanızın tek sorumlusu siz oluyorsunuz…

Odalarımıza çıkıştan sonra ertesi sabah şehir turu yapmak üzere sözleştik ve dinlenmeye çekildik.

Ertesi sabah kahvaltı için sıkıntı yaşamadım diyemem, rehberimiz zaten zeytin, çay ve su’yu unutun demişti, ama kahvaltıda neredeyse bizim yiyebileceğimiz birşey yoktu. Ekmek, bal ve Allah’tan haşlanmış yumurta vardı, kahvaltıda kahve alışkanlığım olmadığı için yanında da süt aldım. Ve onlarla karnımı doyurdum.

Prag için kahvaltı, içme suyu, havanın beklediğimden soğuk olması (ki odamızda klima vardı o bile sıcak hava vermiyordu) ve tuvalet ihtiyacı en büyük sorundu bana göre… Tuvalet neden derseniz bilenler bilir zaten, bilmeyenler için tek temizlik aracı tuvalet kağıdı desem sanırım hepiniz anlarsınız 🙂 Suya sabuna dokunmadan temizlik var anlayacağınız 🙂

Prag Şehir Turu

Bütün tur boyunca 2000’e yakın fotoğraf çekmişim ve arasından paylaşmak istediklerimi seçmek haliyle pek kolay olmadı, yeri geldi çekemediğim yerlerde iphone’da devreye girdi, tüm fotoğraflarıda tek tek rötuşlamaya vaktim olmadığı için fotoğrafların orjinal halleriyle yayınlayacağım, kusura bakmayın 🙂

Ayrıca daha önceden gidenlerinde aktaracağı bilgiler muhakkak olacaktır, ben aklımda kaldığınca sizlere aktarmaya çalışacağım. Aklımda kalmayanlarıda internetten derleyip toplayıp yazmaya çalıştım 🙂 Daha detaylı bilenler varsa yorum kısmını boş geçmezlerse gitmek isteyenler faydalanmış olur 😉

Soğuk Prag sabahında önce Eski Şehir’de (Old Town Square) bulunan Avrupa’nın en eski köprülerinden biri olan Charles Köprüsüne yürüdük.

Köprü Vlatava Nehri üzerinde yer alıyor ve bu güne denk birçok savaşlar ve afetler görmüş hala ayakta, şehir genelinde figürler, heykeller görmemek neredeyse imkansız… Tüm binalar, yapılar heykel ve figürlerle bezenmiş, çoğusunun da bir hikayesi var.

Astronomik Saat Kulesi

Sonrasında meydanda bulunan saat kulesine ilerledik, meydanda her saat başı 10 sn’yi bile bulmayan bir gösteri oluyor, gösteri başlamadan meydan gösteriyi izlemek isteyenlerle doluyor ve gösteri başlıyor.

Sırasıyla pencerelerden 12 havarinin geçişi oluyor ve pencereler kapanıyor, böylelikle gösteri bitmiş oluyor, eğer saat başını kaçırırsanız 1 saat daha beklemek zorundasınız çünkü bu gösteri anlık bir gösteri oluyor ve bitiyor 🙂

Saat, Güneş’in, Dünya’nın ve Ay’ın konumlarını gösteren astronomik bir saat…

Saatin etrafında 4 tane kukla var. Bu kuklalar insanlara neleri yapmamaları gerektiğini anlatıyormuş. Soldan en baştaki, elindeki aynayla kendine bakar; “kendini beğenmişliği” sembolize eder. Onun yanındaki kukla, elinde altın torbası olan bir Yahudi’dir; “cimriliği” sembolize eder. Bir yandaki kukla ise iskelettir; “yaşama karşı isteksizliği” anlatır. Sonuncu kukla, elinde mandoline benzer bir müzik aleti bulunan ve Türk’e benzetilen adam da ki ben onu karagöz yada hacivata benzettim tip olarak 🙂  “gece hayatına ve sefahate düşkünlüğü” anlatır. Kısacası bu kuklalar, kendini beğenmiş, cimri, yaşama karşı isteksiz ve sefahate düşkün olmayın diyormuş 🙂

Prag, kristal, cam ve porselen işlemeciliğiyle ünlü bir şehir… Saat kulesini takip eden caddenin ismi Paris Caddesi (Parizska) bu caddede Burbery, Gucci, Valentino gibi dünyaca ünlü markaların dükkanları bulunuyor ve bir alışveriş caddesi olma özelliğini taşıyor.

Cadde üzerinde mola vermek üzere Türk- Çek Dostluk evinde durduk ve dünyaca ünlü prag’ın Granat Taşı işlemeleriyle dolu mağazasını gezme ve bilgi alma fırsatı yakaladık. Granat taşının diğer ismi Lal taşı ve kırmızı renkli bir taş, showroom da çeşit çeşit işlenmiş mücevher ve takılar bulmak mümkün.

Yurtdışından alınan ürünlerle ilgili bir de tax free olayı var ki, satın aldığınız ürüne ait düzenlenen belgeyi havaalanında tax free ofisine götürdüğünüz taktirde aldığınız ürünün %10 u havaalanında geri iade ediliyor.

Ayrıca prag’ta biz bayanlara hem alınık hem hediyelik bir alternatifte çeşit çeşit süslenmiş tırnak törpüleri, bende kendime bir tane almadan çıkmadım 😉

Notlar:

Gittiğim her ülkede dikkatimi çeken taksiler oldu, taksilerin çoğusu son model mercedesler ve bmw’lerden oluşuyordu 🙂 Tur haftasonu başladığı için trafik görmedik ama p.tesi ve iş saati olunca sabah ve akşam biraz trafik vardı, araçların trafik ve hız kurallarına uyması gözden kaçmıyordu, bazı yerlerde herkes kağnı gibi gidiyordu ve haliyle birçok şey de olduğu gibi trafik konusunuda İstanbul ile kıyaslamadan edemedik. Otobüs ile transferlerimizde de otobüste takometre olması gideceğimiz mesafeleri uzattı, belli bir hız sınırının üzerine çıkmaması gerektiği için mesafeler normalinden uzun sürüyor.

Araçların gişelerden geçişinde de güzel bir sistem var, gişe diye birşey yok aslında, gişe olması gereken yerlere cihazlar yerleştirilmiş ve her araçta da o cihazları gören bandroller var, yani o noktalardan geçtiğiniz zaman durmanıza gerek kalmıyor, direk cihaz bandrolü görüyor ve kayıt altına alıyor, dolayısıyla da trafikte içinden çıkılmaz bekleyişler olmuyor. Gişe vs trafiğine takılmadan gideceğiniz yere gidebiliyorsunuz…

Öğle ve akşam yemekleri için Eski şehir meydanında Bodrum Döner var, biz orada yemedik ama tavsiye ediliyor. Onun harici büyük alışveriş merkezlerinde Mc Donalds, Burger King, Subway, KFC gibi fastfood dükkanları bulunmakta…

Prag Para Birimi: Çek Kronu…

Saat Farkı: 1 saat geri…

Priz sorunu yaşamadık, heryerde Türkiye’deki gibi prizler mevcuttu…

Tur’un bize gezip görme harici çok güzel kazanımlarından biri de Şükran ve Elif oldu, Prag’a adım atar atmaz havaalanında tanıştık ve çok güzel bir dostluk kurduk, neredeyse her adımımızı birlikte attık, sizi tanıdığıma da ayrıca mutluyum buradan da belirtmeden geçemeyeceğim 😉

Eveeet şimdilik yazımın sonuna geldim, bir sonraki yazım da Mustafa Kemal Atatürk’ün de gidip kaldığı Kaplıca Şehri Karlovy Vary kentiyle ilgili yazımı bulabilirsiniz 😉

Vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkürler 😉