Budapeşte yazıma kaldığımız yerden devam edelim. Bir önceki postta Budapeşte ile ilgili yazımın 1. bölümünü yayınlamıştım. Okumak isteyenler buradan okuyabilirler…

2.günde tura katılmadık ve kendi kendimize gezme planı yaptık. Budapeşte’de 4 numaralı otobüs ve 40 numaralı tramvay ile peşte tarafını toplu taşıma ile kolayca gezebiliyorsunuz…

Burası peşte’de bulunan ismini hatırlayamadığım Tarihi Bazilika…

Bazilikanın kulesinden yansıyan şehir manzaraları…

Budapeşte’de 90 dan fazla hamam varmış, bunların çoğu yüksek sıcaklık ve sauna mantığında işletilen fin hamamıymış. Burada yaşayan budapeştelilerin çoğusu bir hamam’a yada kaplıcaya kayıtlıymış, işten önce yada işten çıktıktan sonra muhakkak yararlanırlarmış 🙂 Vücüt güzelliğine çok düşkünlermiş, bronz ten çılgınlığı varmış ve yazın solaryum dükkanları hınca hınç dolarmış 🙂

Bir başka uğramanız gereken yer var ki, orası da Halk Pazarı…

Hediyelik eşya alacaksanız muhakkak buraya gelip bakmanızı tavsiye ederim. Hem çeşit çok, hem de şehirde bulunan dükkanlara göre daha uygun fiyata hediyelikler alıp dönebilirsiniz…

Macar yemeklerinin değişmez malzemelerinin başında, paprika denen kırmızı biber geliyor. Tatlı ve acı olmak üzere ikiye ayrılıyor. Tatlı olanı yemeklere koku ve renk vermek için, acı olanıysa tat vermek için kullanılıyor ve bizim acı biber dediğimiz biberler kadar yakıcı acı olmadığı söyleniyor. Bu biberler aynı zamanda, turistlerin en çok rağbet ettikleri hediyelik eşyaların başında yer alıyordu. Küçük torbalar, seramik kaplar içinde yanlarında tahtadan oyulmuş küçük biber kaşıklarıyla satılan paprikalar, tüp içerisinde salça türü biberleri görmek mümkün…

Pazar içerisinde yiyecek içecek bölümlerinde bizim pişiye benzer bir hamur kızartması yapılıp satılıyor, ismine krep diyorlar ve üzerine çeşit çeşit malzemelerle tadlandırıp satışa sunuyorlar…

Budapeşte’de Vaci Utca caddesi isimli trafiğe kapalı ve bilinen bir cadde var, cadde boyunca hediyelik dükkanları ve sokak satıcılarını bulmak mümkün, ama fiyatlar pazara göre biraz pahalı. Kızlarla bu cadde üzerinde bulunan marka parfümleri neredeyse yarı fiyatına satan bir mağaza olan Inter Parfume isimli mağazayı arıyoruz. İlk gün baktığımızda mağaza kapalıydı, 2. gün tekrar baktık ve yine kapalı, diğer şubesini aradık ve bulduk.

Bende elim boş dönmemek adına uygun fiyata sex in the city pembe set aldım…

Budapeşte için en iyi gece ışıklandırması yapılan şehir olma özelliği taşıdığı söylendi, tuna nehri tekne turuna çıkıp gece görmeyi bekledik ama çok ta öyle ahım şahım bir ışıklandırma yok diye düşündük, sanırım beklentimizi çok yüksek tuttuk 🙂

Tuna Nehri gezisi yaklaşık 40 dakika sürüyor, koltuklarda yerinizi aldıktan sonra koltukta bulunan kulaklıklarla hem geziyor hem de 30 farklı dil seçeneğinden size uygun olanı seçerek tanıtımları dinleyebiliyorsunuz, Türkçe dil seçeneği olması güzeldi ama çeviriler daha düzgün olabilirdi, yine de buna da şükür… Bu arada Tuna nehri tekne turu için 20€ bir ücret ödemenizin yanında alkollü yada alkolsüz 1 içecekte ikramları oluyor…

Sanırım en görkemli ışıklandırmaya sahip bina parlamento binasıydı, tekrar gidersem tekne turuna bu sefer gündüz gitmeyi isterim, bence gündüz daha detaylı görülmesi gerekirdi…

Şimdilik bu bölümede son veriyorum. Bir diğer yazımda Budapeşte hayvanat bahçesini gezmeye ne dersiniz?

Görüşmek üzere…