Senem hanım beni taa Almanyalardan bulup iletişim kuran gurbetçi gelinlerimden biri.
Birkaç ay öncesinden mailleşmeye başlamıştık, kendisi memleketi Şereflikoçhisarda evlenecekti ve eski bir fotoğrafçı arkadaşımla anlaşmış fakat daha sonra bir şekilde anlaşmaları bozulmuş, o da tekrar fotoğrafçı arayışına girip kardeşi vesilesiyle bana ulaşmış. Gerekli detayları görüştükten sonra tarihi beklemekten başka çaremiz yoktu.
Tarih yaklaştıkça yine telefonlar ve maillerle görüştük, kendisi memleketine geldi ve sözleştiğimiz gibi hikaye çekimi olacağı için çekim günü öncesi bizde Ankara’nın yolunu tuttuk. Genelde pegasus havayollarını tercih ederiz ama bu sefer biletimizi Anadolu jetten aldık 9’a doğru kalkacak uçağımız rötar yaptı ve gece 12 ye doğru ancak uçabildik. Neyseki bizim yetişmemiz gereken bir yer yoktu ama herkes bizim gibi değildi, birçok kişi bir yere yetişmek üzere hızlı olması sebebiyle havayolunu tercih etmişti, tabi ki kalkış saatinde havalanmayınca birçok kişi havaalanında ayaklanma çıkardı, kimisi aktarmalı gidecek, aktarma zamanına yetişemedi, kimi arkadaşının düğününe yetişecek, kimi başka sebeplerden… O yada bu sebepten bağrış çağrış bir akşamın sonunda bize bir uçak ayarlandı ve gece 1,5 gibi akrabamızın evine varabildik.
Ertesi sabah erkenden kalkıp otogara gittik ve şereflikoçhisara geçtik. Hiç gidip görmediğimiz yerlere gidince insan kendini turist gibi hissediyor, kalacağımız otel için önceden rezervasyon yaptırmıştık ancak yerini bilmiyorduk, esnaflardan birine sorarken, delikanlının biri ben sizi götürürüm diyip misafirperverlik gösterdi sağolsun ve bizi otelimize bıraktı 🙂 Küçük yerlerde bazı insanlar daha samimi ve misafirperver sanırım, yinede herkese güven olmaz tabi 😉
Bu küçük ilçede temiz ve tuz gölü manzaralı Yıldırım Otel’de geceyi geçirmek üzere yerleştik.
Planımız cumartesi eşimle tuz gölünü gezmek, pazarsa hikaye çekimini yapıp İstanbul’a dönmekti. Öyle de oldu, cumartesi günbatımına doğru eşimle tuz gölüne gittik, en güzel fotoğraflar günbatımı çıktığı için o anı kaçırmamak üzere gölün yolunun tuttuk ve çok beğendik, gidenler bilir, gitmeyenlere en kısa zamanda gidip görmelerini tavsiye ederim.
Gölde yaptığım çekimden bir kaç kareyi paylaşmadan edemeyeceğim 😉
İyi hoş gölde gezdik, bol bol fotoğraf çektik çekmesine ama dönüşü hiç hesaba katmamıştık. Dönüşte vasıta bulamadık, bir süre otoban kenarında bekledik 🙂 tam otostop çekelim derken aksaraya giden bir şehirlerarası otobüs önümüzde yolcu indirdi ve atladık o otobüse 🙂 bizi terminale kadar 5 tl ye götürdüler 🙂
Ertesi sabah 7 olunca çiftim bizi gelip otelden aldı ve kuaföre doğru yola çıktık. Damat bey sürekli ilçeden imkanların çok kısıtlı olduğundan yakınıp durdu, dediği kadar da vardı aslında gelinlikçi kuaför çoğu şey sıkıntılıydı. Çok fazla şey de beklememek gerekiyordu belkide o ilçeye göre yine iyiydi…
Kuaföre ilk giden bizdik, bizden sonra birçok gelin geldi hazırlanmak üzere, zaten ilçeye geldiğimizden beri davulların zurnaların sesi hiç kesilmedi sürekli bir düğün vardı anlaşılan burada 🙂
Merak edenler için;
Gelinlik: Aysira Gelinlik Ankara
Kuaför işimiz bitince aile piknik yerine gittik ve orada dış mekan çekimlerimizi yaptık.
Facebook’ta aşağıdaki fotoğrafı paylaştığımda birçok olumlu olumsuz tepki ve yorumlar aldım, ancak çiftim yurtdışında olduğu için gelen yorumları göremeyecek ve muhatap olamayacakları için bende yorum yapan arkadaşların yorumlarını silmek yada fikirlerine saygısızlık yapmak istemediğim için facebook sayfamdan fotoğrafı kaldırdım, çiftim fotoğrafa gelen yorumları görmedi ancak yakınları görüp bildirince gelinimden mail aldım ve kendisinin çok üzüldüğünü ifade etti, tabi o üzülünce bende üzüldüm. Buradan sayfa yada blog takipçilerime şunu belirtmek isterim ki bir müslümana insan ayrımı yapmak yakışmaz, zaten çevremizde sıkça yaşıyoruz sizin hoşunuza gidiyor mu? açık kapalı benim için farketmez yeterki insan insan olsun, eminim bu fotoğraf gibi yüzlerce görüntüyü filmlerde, dizilerde seyrediyorsunuz, öncelikle karşınızdakine saygı göstermeyi bilip daha sonra fotoğrafları değerlendirip yorum yapalım, o yorumlar sizin düğün fotoğrafınıza da gelebilirdi, eminim o yorumlar sizinde hoşunuza gitmezdi. Sık sık başka fotoğrafçı arkadaşlarımın fotoğraflarına gelen yorumlarda da karşılaşıyorum, yok gelin güzel, damat çirkin yakışmamışlar, gelinlik iğrenç vs vs. kimseye ahlak dersi vermek benim haddime düşmez ama biraz empati kurmayı öğrenmemiz gerekiyor sanırım. Kimse kimsenin ağır hakaretlerini yorumlarını dinlemek zorunda değil, o yorumlarda bulunan arkadaşlar bu yazımdan sonra beni takip etmeyebilirsiniz, benim hakkımda düşünceleriniz de değişebilir, takibi bırakırsınız görmek istemiyorsanız bakmazsınız, eminim daha bakacağınız çok güzel size göre, sizin zevkinize göre fotoğrafları olan arkadaşlarım hep var olacaktır…
Böyle ayrımcılık yapılması biraz moralimi bozsada son olarak bu yazı sonrası kırdığım kimse varsa affola, hakkınızı helal edin…
Biraz iç döküş sonrası hikayeme devam ederken, Dış mekan çekimleri sonrası eve gidip davullarla zurnalarla gelinimizi evden çıkardık. Bazı yörelerde daha önce görmüştüm, fotoğraflarda da göreceğiniz üzere damat koluna kırmızı bant, sağdıçta yeşil bant taktı, adet böyleymiş 🙂
Hep gelinler mi gurbete gidecek, bu sefer damadımı Almanya’ya gurbete yolladık 🙂
Fotografların tümünün ya da bir kısmının izin alınmadan herhangi bir biçimde çoğaltılması, aktarılması, yayımlanması ya da saklanması veya yeniden dağıtımı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına aykırıdır. Rukiye Taşçı Anı Fotoğrafları tescilli bir markadır. Tespit edilmesi halinde yasal işlem uygulanacaktır.