Renas & Peshawa l Irak Süleymaniye l Düğün Hikayesi
Yorucu bir haftanın ardından yorgun bedenim gündüz gözüne uykuya dalmıştı ki Filiz’in telefonuyla uyandım. Kendime geldiğimde telefonda bir mesaj vardı, acil bir konu olduğunu ve aramamı söylüyordu. Kendime gelmemiştim ama merak edip hemen aradım. Takip edenler bilir son zamanlar Filiz Irak’a taşınıp duruyordu nedenine gelince Iraklı bir gelin için gelinlik siparişi almıştı. Anlaşılan o ki görüşmeler sonucu fotoğrafçı olarak beni tavsiye etmiş ve gidip gidemeyeceğimi öğrenmek istemişti. Uyku sersemi böyle bir haber almak beni hem şaşırttı hem de hala rüya gördüğümü düşündürdü 🙂
Telefonu kapattım, rüya değildi, derin düşüncelere daldım, yurtdışında farklı kültürlerin düğün hikayelerinde bulunmak hep istemiştim ama bu farklı kültürün Irak gibi biryer olacağını da hiç düşünmemiştim. Eşim iş yoğunluğu sebebiyle gelemeyecekti bende tek gitmeyeceğim için belirsizlikler içinde karar vermekte zorlanmadık değil. Eşim gelemeyecek olsa da benim yurtdışına açılma isteğimi bildiği için hem karşı çıkamıyor hem de beni göndereceği için kararsızlık yaşıyordu. Sonuçta bırası Irak.
Birkaç gün içinde herşey netleşti ve Irak biletlerimiz alındı.
Hikaye çekimi yapacağımız için düğün gününden birgün önce Irak yolculuğuna başladık, 2 saati aşkın süren uçak yolculuğumuzdan sonra bizimkiler kadar büyük ve gelişmiş olmasada havaalanına sağsalim indik. Havaalanı Süleymaniye havaalanı olarak geçiyor ama tabelaları görmesemde mevkii olarak Kürdistan’a hoşgeldiniz yazılarıyla karşılanıyorsunuz.
Uçaktan iner inmez bizi ağır bir gaz ve petrol kokusu karşıladı, sanki her an her yer havaya uçacak gibiydi 🙂 ama biz hariç herkes bu duruma gayet alışkındı.
Liseden ortak arkadaşımız Esmanur’da kalmak üzere bizi Esmanur’un eşi karşıladı ve evlerine götürdü. Esmanurlar görev nedeniyle orada yaşadıkları için biraz onlara biraz da tabi Filiz’e güvenerek girmiş olduk bu yola 🙂
İnsan uzun yıllar okul arkadaşıyla görüşmeyince konuşup anlatacakta çok şey oluyor haliyle, o konuştu biz dinledik, biz konuştuk o dinledi 🙂
Esmanur’un evinde ilk gecemizi burnumda kalan neft kokusu eşliğinde geçirdik, neft bir tür mazot, sobada ısıtma amaçlı kullanılıyor.
Ertesi sabah kuaför çekimlerini görüntülemek üzere evden alınıp damat tarafına gidiyoruz, kuaför, makyöz ve ekibi eve geliyor, zaten direk kaynaşıyoruz çünkü onlarda 3 yıldır Irak’ta İstanbul Kuaför isimli bir dükkan açan Türk Kuaförler ve ekibiydi… Zamanla alıştıklarını söylüyorlar ama İstanbul’u da çok özledikleri her hallerinden belli…
Kuaför hazırlıkları vs derken evde bir kaç çekim yapıp, çekim mekanına doğru yola koyuluyoruz. Süleymaniyede imkanların her yönden çok kısıtlı olduğunu vurguluyor damat bey, türkçesi fena değil ama ana dilleri Kürtçe. Gelin hanım Türkçe bilmediği, bende Kürtçe bilmediğim için çok muhatap olamasakda damat bey arada sık sık karşılıklı tercüme yapmaya çalışıyor…
Çekim için dağların arasından kimi zaman güvenliklerin kontrol noktalarından geçe geçe dağevine varıyoruz.
Gelin damadı merak ettiğinizi biliyorum ancak izin çıkmadığı için sadece yüzlerinin gözükmediği fotoğraflardan seçmeye çalıştım.
Gelin çiçeği olsun, gelin arabası olsun bizden biraz farklı ama her yörenin kendine has farklılıkları var, bu farklılıklarda sıradanlığı ortadan kaldırıyor haliyle 🙂
Bir ara hem soğuktan hem de yöresel fotoğraflar çekmek için geline işlemeli bir şal ve eşarp, damada da yöresel kıyafetler giydiriyoruz.
Tabiki çiftlikten at getirmeden olmaz, at’da geliyor ve onunla da çekimler yapıp gönderiyoruz…
Çekimleri dağevinde gerçekleştirip düğün mekanına doğru yola koyuluyoruz. Düğün Süleymaniyenin ilk 5 yıldızlı oteli olan HighCrest Hotelde gerçekleşiyor.
Gecenin sonunda misafirler giderken çiftte dinlenmeye çekiliyor tabiki bizde sabaha karşı kalkacak olan uçağımızı beklemek üzere eve geçiyoruz…
Çifte ömür boyu mutluluklar dilerken bu değişik tecrübeyi az da olsa sizlerle paylaşmaktan mutluyum 😉
2 thoughts on “Renas & Peshawa l Irak Süleymaniye l Düğün Hikayesi”
Resimleriniz üzerindeki rc işaretleri çok kötü duruyor. Hem zaten onları koymanız son derece mantıksız. Siz satılabilecek tarzda görseller sergilemiyorsunuz ki neden bu kadar görsel çöplük anlamış değilim. Büyük fotoğrafçılara bakarsanız hiç isim yazmadığını görürsünüz.
Fotografların tümünün ya da bir kısmının izin alınmadan herhangi bir biçimde çoğaltılması, aktarılması, yayımlanması ya da saklanması veya yeniden dağıtımı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına aykırıdır. Rukiye Taşçı Anı Fotoğrafları tescilli bir markadır. Tespit edilmesi halinde yasal işlem uygulanacaktır.
Resimleriniz üzerindeki rc işaretleri çok kötü duruyor. Hem zaten onları koymanız son derece mantıksız. Siz satılabilecek tarzda görseller sergilemiyorsunuz ki neden bu kadar görsel çöplük anlamış değilim. Büyük fotoğrafçılara bakarsanız hiç isim yazmadığını görürsünüz.
Yorumunuz için teşekkürler…