Yakın çevremiz bilir, bizim evin şöförü benim, bekarken de bendim. Evlenince baktım eşim de kullanmıyor benimde vermeye niyetim yok ama 2 hamilelikten ve istanbul trafiğinden sonra bende eşimin kullanmasını arasıra da olsa bu yükü üstümden almasını istiyorum. Ama pek hevesi yok ne yapalım, heves olmayınca da olmuyor, bu her işte böyledir.
Bu seyehatimizde kayınpederimin arabasını ödünç aldık, kayınpederimde ehliyetini yeni aldı sayılır ama ona da diğer çocuklarından fırsat kalmıyor. Hazır kırk yılda 1 baba arabası almışım diyen eşim bu tatil bayağı direksiyona geçti, zaman zaman gerilsem de o direksiyonda ben yolcu koltuğunda bayağı yol katetti. Bir direksiyon öğrencisi yetiştirmek kolay değil.
Ispartada ilk durağımız Kovada Gölü Milli Parkı oldu. Göle gitmeden yol üstünde çeşit çeşit meyve satan tezgahlar var, bizde orada yemek üzere birkaç kilo meyve aldık, şetfali olsun kayısı olsun tüm meyvelerin kilosu 2TL den satılıyor. Ağaçtan toplayıp yediğimiz dutlarda hediyeydi tadı damağımda kaldı.
Kovada’ya geldiğimizde yanlış yere geldiğimizi düşündük çünkü kimsecikler yoktu, meğer haftasonu çok kalabalıkmış otobüslerle gruplar gelmiş gitmiş. Biz haftaiçi sakin zamanına denk geldiğimiz için tam kafa dinlemelikti.
Ortaokul yıllarımızda ablamla birlikte bir grup öğrenci ve eğitimcilerin önderliğinde Türkiye gezisi yapmış ve doğu illeri hariç neredeyse Türkiyenin yarsını gezmiştik. Isparta’da bu illerden biriydi. Eğirdir gölüne gittiğimizde eğirdir otelde kalmıştık, yine orada kalalım diye istedim ama öyle bir otel bulamadık. Bizde Merkez’de otel arayışına girdik. Bu arada tüm seyehatimiz boyunca konaklama için hiç yer bakmadık. Çünkü gideceğimiz yerlerde, kalacağımz yerlerde belli değildi hepsi spontane gelişti, yani bu sefer bi nevi kafa nereye biz oraya yaptık. Otel konusunda en çok Ispartada zorlandık sanırım, çünkü neredeyse hiçbir otelde bebek beşiği veya yatağı bulunmuyordu. En sonunda merkezde bulunan Iyaş Park Hotel’e rezervasyon yaptırdık. Eşim valizleri almaya giderken resepsiyon görevlisi de çocuklarla bizi odamıza çıkardı. Asansör dar, 2 yetişkin 1 çocuk ve pusette bebekle en olmayacak şeyi yaşadık, asansörde kaldık. Belki bi 15 dk asansörden bizi çıkaramadılar. Ben hiç korkmadım eski işyerimde de arkadaşlarla sıklıkla asansörde kalırdık. Buradan Seda, Pınar ve Esra’ya sevgilerimi gönderiyorum 🙂 ben korkmuyorum dedim ama iş benimle bitmiyor, elektrikte kesilince büyük oğlum korkup ağlamaya başladı, onu gören küçükte başlayınca o 15dk bize oldu yarım saat. Neyseki cep telefonum ve yelpazem yanımdaydı, biraz çizgi film açtık biraz yelpazeyle serinlendik ve sonunda bizi çıkardı. Bir daha da o asansöre değil diğerine bindik 🙂 bu da bu otelde ilk dakikalar yaşadığımız bir anı olarak kaldı.
İnstagram sayfamdaki tecrübelerinizden Isparta’da faydalandık. Isparta kebabı da yedik, güllü dondurma. Öneriler için hepinize teşekkür ederim.
Fotografların tümünün ya da bir kısmının izin alınmadan herhangi bir biçimde çoğaltılması, aktarılması, yayımlanması ya da saklanması veya yeniden dağıtımı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına aykırıdır. Rukiye Taşçı Anı Fotoğrafları tescilli bir markadır. Tespit edilmesi halinde yasal işlem uygulanacaktır.