Herkese Merhaba,

Bir önceki postumda 5.yıl kutlamamızın detaylarını sizlerle paylaşmış, kutlamanın ertesi günü tatil görünümlü bir yolculuğa çıktığımızı yazmıştım.

Hepimiz, özellikle de çalışanlar bütün yıl boyu iş ve gündelik streslerden sıyrılmak için yazı iple çeker ve tatil planları yapar. Bizde masum bir tatile çıkalım azıcık nefes alalım, kafamızı dinleyelim dedik. Aslında iş tam da burada başladı.

Her sene tam pansiyon olması tercih sebebimiz olduğu için muhazafakar otelleri tercih ederdik.

Caprice, Şah İnn Paradise, Bera… ve diğerleri. Ama son birkaç yıldır muhafazakar tatil anlayışı yaygınlaştıkça rekabet arttı, rekabet artınca kalitenin de artması gerekirken hem kalite düştü hem de fiyatlar tavan yaptı.

Birkaç sene önce en fazla 2Bin TL’ye 1 hafta tatil yapıyorken şimdilerde 2 kişilik bir aile ortalama 5bin TL’ye tatil yapar haline geldi. 1 haftalık otel tatiline bu kadar para vereceğime yurtdışına çıkarım daha iyi en azından ülke görürüm diye düşünüyorum. Böyle böyle bizim tatil turizm’ini bitirir bizim turizmciler.

Neyse, bu sene zaman kısıtlı, erken rezervasyonda yaptırmadık, biraz farklı olsun, daha sakin ve bizbize olabileceğimiz biryer tercih edelim istedik.

Tavsiye üzerine gitmeyi nedense tercih etmedik, gidelim – görelim – tecrübe edelim, hoşumuza giderse bundan sonraki tatillerde de hiç düşünmeyiz dedik. Aslında hepimiz yaşıyoruz, tatile gitmeye karar vermek, tarih belirlemek, bütçe ayırmak, tatile giderken yok şuyum eksik yok buyum eksik alışverişe çıkmak… Bunların her birini eminim hepiniz yaşıyorsunuz. Biz bu sene ablamın rahatsızlığından dolayı tatil planı yapamamıştık, o biraz kendine gelince bizde bir yerlere kaçalım yazın son günlerini değerlendirelim dedik, tamamen masumane tatil düşünceleri işte 🙂

Ta ki araştırmalarımız sonucu Bitez Turizm‘e denk gelene kadar…

Yanlış anlaşılmasın Turizm şirketinden yana hiç bir sıkıntı yaşamadık, hedefimizde dışarıdan görünmeyen müstakil villa kiralamak vardı. Hem bütçemize hem de uygun tarihe göre Fethiye Kayaköy’de bulunan Villa Erkan isimli villayı kiraladık.

Ve kutlama gecesinin sabahı düştük yollara…

Arabayla gitmek yerine uçak tercih ettik ve Dalaman’a indik. Oraya gidene kadar taksi mi? Araç Kiralama mı? karar vermemiştik. Dalaman’a iner inmez de bir araç mı kiralasak yoksa taksiyle mi gitsek karar veriyorken, Avis’ten Fiat Linea model bir araç kiraladık, şahsen ilk defa araç kiralama gereği hissettik ve ilk defa kiralık araç kullandım. Bu arada tatil dedik ya bu tatilde de şöförlükten yırtamadım 🙂

DERS 1: Tatilde araç kiralayacaksanız, bir de kalabalıksanız ve tek araç kiralamak istiyorsanız bagaj büyüklüğü çok önemli, küçük bir bagaj valizlerinizi almayacaktır. Yani Ford Fiesta, Fiat Palio gibi araçlara sığmak zor. Bunun için Fiat Albea çok ideal, hangar gibi bagajı var, biz 4+1 kişi gittik ve 3 büyük valiz sığdı bir sürüde yer kaldı. Bir başka konu dizel olması, çok az yakıyor, size bir depo benzinle veriyorlar, yine fulleyip teslim etmenizi istiyorlar. Gerçi biz hastanede yatmaktan gezemedik dolayısıyla da benzin harcayamadık ama kısmet böyleymiş.

Sizde tatilde araç kiralamayı düşünüyorsanız, hele de böyle dağbaşı, gözlerden uzak yerde olacaksanız kesinlikle öyle günlük kiralayalım, havaalanına dönüşte yine kiralarız gibi günlük çözümler düşünmeyin. Bizi kiralık araç kurtardı desek yeridir. Neden’i yazımın ilerleyen satırlarında…

Neyse Elimizdeki plan’a göre yol tarifleri mevcuttu. Böyle tatillerde insanın aklına filmlerdeki bazı sahneler geliyor 🙂 yığınla para verir kiralarsanız gittiğiniz adreste böyle bir villa yoktur, dağ taş bayırdır, havanızı alırsınız 🙂

Tabiki bunu yaşamadık, yani neyseki 🙂 Ortalama 1 saat karayoluyla tariflere göre yol aldık. Villa sahibinin restaurantına vardığımızda kendisi bizi villa’ya götürdü, sağolsun. Gayet hoş, dağ manzaralı, tabiri caizse in cin top oynar dedikleri bir yer, bir tarafta eşek anırmaları, diğer tarafta arılar, cırcır böcekleri, kertenkeleler. Yani tam Survivor 🙂 Gece balkon camını açıpta dışarı bakmaya korkarsınız, yani en azından bu duruma alışık olmayanlar korkar 🙂

DERS 2: Böcek, haşere ve bilumum hayvanlara karşı fobiniz varsa kesinlikle böyle bir tatil size göre değil! 🙂 Gidin paşa paşa otelde tatilinizi yazın. Bizim aile, babam hariç pek börtü böcekten haz etmeyiz. Eşim korkmaz ama tiksinir. İlk gün yatak odanızın duvarında kertenkele görürseniz, banyonuz da karaböcek varsa nasıl hareket edersiniz bir düşünün 🙂

Neyse, 2 katlı Taş ev, güzel görünümlü bir havuz, yanlız çok bulanık dibi gözükmüyor, villa sahibine diyorum ki neden bu kadar bulanık, açılır o birkaç saate temizleniyor diyor. (Bu arada o havuzun rengi 6 gün açılmadı, döneceğimiz gün havuzu boşalttılar)

DERS 3: Demekki havuzun temizliği, hijyeni, ilacı, kloru vs. si çok önemli. Siz siz olun böyle müstakil villa kiralayacaksanız havuz temizliğine çok dikkat edin!

Bizimkiler baba oğul pek severler suyu, tatil tam da burada başlıyor aslında…

2.gün bulanık havuza girilmiş herkes kendi köşesinde güneşlenirken bizim minik kuzucuk yalınayak pek keyifli havuz kenarında oynuyor hepimizde onu seyrediyorduk. Aniden bir bağırma, tek ayağını kaldırdı, sonra tekrar bir bağırma diğer ayağını kaldırdı derken ayağının altında akrep olduğunu gördük. Yiğit’i maalesef akrep sokmuştu. Hem de iki ayak parmağından 🙁 Biz tabi bir korku, bir panik. Hayatımızda hiçbirimizin başına gelmemiş bir olay, hepimiz ehliyet sahibiyiz, ilkyardım eğitimi almışız ama akrep sokmasında ne yapılır bilsekte panikten aklımıza gelmiyor.

DERS 4: İlkyardım çok önemliymiş. Benim başıma gelmez deme! Hayatta insanın başına herşey gelir, öğren cebinde dursun, gün gelir ihtiyacın olur kullanırsın!

Akrep sokmasında yapılacak ilk şeylerden biri, sokma nereden gerçekleştiyse o bölgenin hemen üstünden sıkıca bağlayıp kan akışını kesmek gerekirmiş.  Annemin aklına böyle bir yöntem gelse de Yiğit’in feryadından hiç birşey yapamadık. İkinci yöntemde buz kompresi yapıp bölgeyi soğuk tutmakmış. Eğer akrep zehirli ise 12-24 saat içerisinde ölüm gerçekleşirmiş 🙁 düşündükçe tüylerim diken diken oluyor.

Villa ile hastane arası dağ yolundan yarım saat sürdü, daha acil birşey başımıza gelse kaldık dağ başında diye düşünüyor insan. Arabaya atladığımız gibi en yakın hastane olan Fethiye Özel Lokman Hekim Esnaf Hastanesi.

Hastaneye gittiğimizde günlük değil de haftalık araç kiraladığımıza o kadar şükrettik ki, günlük kiralasaydık arabamız olmayacaktı ve bir de dağ başında bizi hastaneye kim taşıyacak diye stres yapacak ve daha çok vakit kaybedecektik.

DERS5: Dağ başında villa kiralayacaksanız ya arabanızla gidin, yada acil durumlar olabilir düşüncesiyle tatil süresince elinizde olacak süre için araba kiralayın! Bizim gibi başınıza acil bir durum gelebilir, malum kaza geliyorum demiyor!

Acilde hemen Yiğit’e ilk müdahalesi yapıldı, ayaklarına bir çeşit pomad sürdüler ve birkaç dakika içinde sokmaların gerçekleştiği parmaklar kızararak kendini açığa vurdu. Sağ ayak 2.,  sol ayak serçe parmak :/

Serumlar ilaçlar derken, gün sonunda yiğit gözünü biraz açtı ama bir gece müşahede altında tuttular. Ertesi günde durumunu iyi gören doktor taburcu etti.

Neyse dedik Allah acıdı bize, yine ucuz atlatmıştık. Bu da bize bir tecrübe olur, ne de olsa hayatta herşey bir tecrübeden ibaret değilmi?

Aynı gün tabi bizimkiler durur mu havuza girmeye devam etti, bu seferde akşamına Yiğit’te bir kusma, bir ishal, gece ayaktaydık. Sabah kalktık ve tekrar hastanenin yolunu tuttuk. Bu seferde havuzdan enfeksiyon kapmıştı. 2 gece 3 gün 10 poşetten fazla serum ve antibiyotik aldı.

Anladık ki bu tatil bize hiç mi hiç yaramadı. Neyseki hastane tam teşekküllü ve Acıbadem kalitesinde bir hastaneydi, evimiz gibi rahat ettirdiler bize… Bunca yıldır gittiğimiz tatillerin acısı sanki bu tatilde çıktı. Neyse buna da şükür yine, daha kötü sonuçlarda olabilirdi. Herşey Allah’tan…

Hiç mi güzellikler yaşamadık? Tabi ki olumlu tarafına da bakmak lazım, aslında evimizden memnun kaldık, çok rahat tam kafa dinlemelik bir yer. Balayı içinde çok ideal, tabi korkmazsanız 🙂

Bahçemizde türlü türlü çiçekler, nar ve zeytin ağaçları, tadına doyulmaz köy biberleri vardı.

Son gün artık biz eve dönmedik, hastaneden çıkıp direk havaalanına gideriz diye düşündük. Ama birkaç saatlik zamanımız olunca vaktimizi boşa geçirmeyelim diye eşyalarımızı yüklendiğimiz gibi istikamet Ölüdeniz.

Bu kadar yol katettik, güzel anılarla dolu bir tatil olmadı ama buraya kadar gelmişken azıcıkta olsa görelim istedik. İyi ki de gitmişiz, 2 gün boyunca hastane odasından çıkmadığım için çok iyi geldi, havamız değişti, çok ta beğendik.

İşte bu sene böyle bir tatil yaşadık biz, bunları neden yazdığıma gelirsek yaşadıklarımız size de ders olsun, benim başıma gelmez demeyin 😉

Görüşmek üzere 😉